28 Aralık 2017 Perşembe

Ana Arı Üretim Tesisleri

arıcılık ürünleri

Türkiye’de iki farklı sistem ile ana arı üretimi yapılmaktadır. Bunlardan ilki sadece kendi ihtiyacını ya da bir iki arıcının ihtiyacı olanı karşılayacak ölçüde ana arı üretimidir. Diğeri ise bal üretimi yapan işletmeler için büyük çata yapılan ana arı üretimidir. Amatör olarak sadece kendimiz için ana üretimi yapacak ise bunun için arıcılık malzemelerinden olan kovanların  yerleri aynen kalarak boş olduğumuz zaman dilimlerinde ana arı üretimi yapmak.
Bu şekilde yapılan bal üretim tesislerinin içerisindeki ana arı üretimlerine başlayıp öncelikle ana arı üretimini öğrenmek daha sonrasında ise ana arı üretimini geliştirerek sadece ana arı üretim tesisi kurmak amaçlanabilir. Bu şekilde yapılan ana arı üretim tesislerinde fazla para harcamadan kendi işinizin yanında ekstradan ana arı üretimini gerçekleştirebilirsiniz. Hem arıcı boş zamanlarını değerlendirmiş olur hem de bal üretimine ek olarak ana arı üretiminden de gelir elde etmiş olur. Bu şekilde yapılan ana arı üretiminin ekstra olarak bal işletme tesislerinde farklı bir ana arı çiftleştirme alanına gerek olmaması ve erkek arı kolonileri içinde ekstra bir çabaya gerek olmaması bir getiri sağlamaktadır.
Bu gibi küçük yapıdaki işletmelerde ana arıyı çiftleştirecek kadar erkek arı bulundurulmaktadır. Üretimi yapılacak ana arı ya saf ırk olmalı ya da hibrit olmuyor. Genellikle melez yapıdaki ana arılar kullanılmaktadır. Çünkü bu şekilde üretilen tesislerdeki erkek arılar saf ırk değildir.

25 Aralık 2017 Pazartesi

Ana Arısı Olmayan Başlangıç Kovanı

arıcılık ürünleri

Yaygın bir biçimde kullanılan yöntemlerden bir tanesi olan oğul verme isteği ve kapasitesi güçlü olan kolonilerden oluşmaktadır. Bu kovanı oluşturmaya 10 gün önceden arıcılık malzemelerinden biri olan ana arı yüksüklerine sahip ve oğul verme yönünde eğilim gösteren bir kovan seçimi ile işe başlanmaktadır. Başka kovan içlerinden alınan yavru bulunan pekler alınıp bu kovan içine verilerek koloninin gücü artırılmaya çalışılmaktadır. Uygulanan bu yöntem sonunda genç durumda olan işçi arıların miktarında artma meydana gelmektedir. Transfer durumunda olan larvalar ise bu genç işçi arılar tarafından arı sütü aracılığıyla oldukça sağlam bir biçimde beslenmektedir. Bu besleme sonucunda da yine oldukça güçlü ve dirençli arılar meydana gelmektedir. Bu durum ise güçlü ana arıyı meydana getirmektedir.  Ana arısı bulunamayan başlangıç kovanı hazırlanmasından yaklaşık olarak 3 gün önce gibi bir sürede şurup aracılığıyla sürekli beslenmeye devam edilmektedir. Larvaları transfer etmeden birkaç gün önce de bu kovandaki ana arıyı almak gerekmektedir. Bu işlem sonunda da bir ya da iki günlük yavrusu bulunan genç ve yumurtalı petekler de kovan içerisinden alınmaktadır. Ana arısı içerisinde bulunmayan kovan şu şekilde düzenlenmektedir; bal+ polen+ açık yavru+ transfer çerçevesi+ açık yavru+ polen+ bal+ yemlik.  Yapılmış olan bu düzenlemeden sonra koloni içerisinde kuvvetli derece de ana arısız olma hissi yaşanacak ve bunun ardından transfer konumunda olan larvalar hemen ana arı yüksükler beslenmeye alınacaktır.

23 Aralık 2017 Cumartesi

Arı Sokmasında Alerjik Durumu Etkileyen Faktörler

arıcılık ürünleri
Arıcılık malzemelerinden olan kovanlardaki arılar ile uğraş halinde olan arıcılar bilirler ki arı sokmasının alerjik durumun şiddetini tetikleyebilecek çeşitli faktörler bulunmaktadır. Arı sokmasında kişilerdeki ortaya çıkan alerjik durumun şiddetine tesir eden bazı faktörlere değinelim. Evvela, alerjisi olan kişi, kendi alerjik durumundan şöyle bir haberdardır ya da durumunu ciddiye almaz. Çünkü daha önce sokulduğunda hafif bir rahatsızlık, belki yaygın bir döküntü ya da hafif bir sistemik reaksiyon geçirmiştir. Oysa, alerjik olayların karakterine uygun olarak aynı kişi arının bir dahaki sokuşunda ani ve dramatik bir şok geçirip ölüme dek gidebilir. Diğer bir taraftan şiddetli genel reaksiyon gösteren hastaların yaklaşık yarısı, daha önce alerjilerinin artmakta olduğunu belirten hiçbir reaksiyon geçirmediklerini söylerler. Arı sokması olayları, insanların ve arıların dış hayata daha çok açıldıkları mevsim olan ilkbahar aylarından başlar ve de tüm yaz boyunca da devam eder. Her yaştaki insan, arılar tarafından sokulabilir. Ancak küçük oğlan çocuklarının, kızlara nazaran daha açık gezmelerinden dolayı arı sokmalarına daha çok maruz kaldıkları görülebilmektedir. Yetişkinler arı sokmasından sonra alerjilerinin git gide artmasından dolayı her defasında artan şiddetlerde reaksiyonlar geçirebilirler. Arı sokması takiben meydana gelen belirtiler, arının soktuğu yerdeki kızarıklık ve şişlikten başlayıp kurdeşen şeklinde tüm vücuttaki döküntülere yüzün gözün şişmesiyle beliren anjio ödeme gidebilir. Bu hal şiddetlenerek nefes darlığına, baygınlığa ve ölüme kadar da gidilmektedir.

22 Aralık 2017 Cuma

Arıların Şeker Şurubu İle Beslenmesi

arıcılık ürünleri




Arıcılık malzemelerinden olan kovanlardaki koloniler şeker şurubu ile beslenebilmektedir. Yaklaşık üç litre şeker şurubu (2 kısım şeker ve 1 kısım su) bir koloninin ihtiyat olarak saklanan besinini 2,37 kg kadar artırmaktadır. Daha sonraki beslenmede şeker ve su oranı mevsime ve beslenmenin amacına bağlı olarak da değiştirilmelidir. Bunun için; ilkbahar beslenmesinde şeker ve su oranı 1:1, sonbahar beslenmesinde de şeker ve su oranı 2:1 olmalıdır. Ters çevrilen şurup kaplarının metal kapağına yalnızca iki delik açmak ve böylece arıların besinlerini belirli zaman periyodu içinde az miktarlarda temin etmelerini sağlamak gerekmektedir. Bu durum da nektar sızıntısına benzeyen bir etki yaratacaktır. Beslenmede yalnızca beyaz granül şeker kamışı ya da toz (kristal) pancar şekeri kullanılmalıdır. Kahverengi karemela veya ham şeker, şeker pekmezi ya da sorgum asla kullanılmamalıdır. Çünkü bunlar saf olmayan maddeler ihtiva ettiklerinde arılarda dizanteriye sebebiyet verebilirler. Şeker ve suyu tavsiye edilen oranlarda kullanmalı ve şekerin tamamı eriyinceye kadar uygun biçimde karıştırmaya dikkat edilmelidir. Musluktan akan sıcak su, şekeri karıştırmak için kafidir. Sobada, kaynatmamak koşulu ile ısıtılan su ile de şeker eritilebilir. Şekerli su eriyiğinin kaynamasına kesinlikle izin verilmemelidir. Şurubun yanması veya kavrulmuş şeker haline gelmesi fazla arı kaybına, ölümüne neden olacaktır. Bazı arıcılar ise gen sonbahar şurubunun kristalize olmasını önlemek için sıcak su ve şeker eriyiğine tartar kremi ilave etmektedirler.

21 Aralık 2017 Perşembe

Kışlatma Nedir?

arıcılık ürünleri

Bal arısının her türlü etkinliğini oldukça yakından etkileyen bir faktör olan hava koşulları arılar için oldukça önemlidir. Önem taşıyan bir diğer nokta da kışlatma için kullanılacak arıcılık malzemeleri seçimidir. Hava sıcaklığı 14 derece ve bu derecenin altına indiğinde arıların da uçuş yapması imkansızlaşmaktadır. 12 derece ya da daha altında ise salkıma geçme işlemini gerçekleştirmektedirler. Arılar eğer oldukları yerden başka bir noktaya nakil edilecek ise hava sıcaklıkları düşmeye başlamadan önce taşıma işlemini yapmış olmak gerekmektedir. Arıları nakli için kesin bir şart olarak şunu söyleyebiliriz ki; arılar soğuk bölgeden sıcak bölgeye nakil edilirken bir sorun ile karşılaşılması düşük bir olasılıktır. Ama bu durum tam tersi olduğunda yani sıcak bölgeden soğuk bölgeye geçmesi çok tehlikeli bir hareket olacaktır. Bunun nedeni taşınılan yer arının mevcut biyolojisi için çevre şartlarının uygun olmamasıdır. Kışlatma yapılması bölgelere göre değişiklik göstermektedir. Fakat değişiklik sadece bölge ile bitmemektedir. Buna ek olarak kovan tipi, arı ırkı ve arılığın da düzenlemesi çok önemli faktörlerdir. Kovanları kışlatma için koyacağınız güney ya da güney doğuya bakması coğrafi bir olmazsa olmazdır. Aynı zamanda taban suyunun düşük olması ve ana yoldan da uzak olması çok önemli iki etmendir. Seçilmemesi gereken bölgelere saçak altları, soğuk ve gölgeli yerler ve ağaç dipleri örnek olarak verilebilir. Özellikle unutulmaması gereken iki önemli şey; kovan önemi ve arının ırk özellikleridir.

20 Aralık 2017 Çarşamba

Yavru Üşümesinin Sebepleri ve İşçi Arıların Davranışları

arıcılık ürünleri
Arıcılık malzemelerinden olan kovanlardaki ergin işçi arı miktarının ilkbaharda tarım ilaçlarından veya çok kuvvetli seyreden dizanteri ve nosema gibi hastalıklar yüzünden çok hızlı bir biçimde azalması durumu olabilir ve bunu da takip eden günlerde soğukların başlamasıyla yavru üşümeleri gözlenebilir. Ülkemizde 1988 yılında bulunmuş olan kireç hastalığı da diğer hastalıklar gibi yavru üşümesine dolaylı olarak sebep olabilecek hastalıklardan birisidir. Zira kapalı ve de açık yavru gözlerinde hastalığa yakalanarak ölen larvalar, kolonideki bakıcı arı sayısında önemli bir oranda azalma meydana getirmektedir. Bunun dışında arıcının yanlış bölme yaparak yavrulu olan çerçeveleri kapatacak sayıda işçi arıyı kovanda bırakmaması sonunda da yavru üşümesi durumu görülebilmektedir. Eğer meydana gelen ölümler açık yavru gözlerinde olmuş ise bunlar işçi arılar tarafından çıkarıldıktan sonra kovan dışına atılırlar. Yavru üşümesi eğer gözler kapandıktan sonra meydana gelmiş ise belirli bir süre sonra işçi arılar gözlerin üzerini açarak ölü larvaları dışarı çıkarırlar. Gözlerin gelişigüzel açılarak parçalanmış mum tabakasının petek üzerinde görülmesi, bu olayın tipik bir belirtisi olmaktadır. Yavru üşümesi sonunda ölen larvaların ilk renkleri sarımtırak beyaz ya da krem renkli olmaktadır. Segment kenarları hafif kahverengi veya siyaha dönüşmüştür. Amerikan yavru çürüklüğünde olduğu gibi yavrular kesinlikle uzamaz ve elde sıkıldığı zaman kolayca parçalanır. Yeni ölmüş larvaların kokusu başlangıçta hafiftir fakat uzun süre göz içinde atılmadan kalmış larvalarda ise ekşi ve hoş olmayan bir koku meydana gelmektedir.

19 Aralık 2017 Salı

Koloninin Oğul Çıkarma Eğilimi

arıcılık ürünleri
Doğal oğulun yüzeysel göstergesi, büyük bir arı salkımının, öğle saatlerinde kovan çalışma deliğinin etrafında oluşması ve yalnızca birkaç arının tarlaya gidip gelmesidir. Eğer hava çok sıcak ise ve bal akışı da yoksa arıcılık malzemelerinden olan kovanın girişinde toplanan arı salkımı oğul işareti değildir. Kovanın çalışma deliği küçükse kuvvetli bir koloni sıcak günlerde kovan önünde salkım oluşturur. Bal akışı sırasında da akşama doğru kovan önünde salkım oluşur. Kovan, güneşin kızgın ışınlarına maruz bırakılmaz ise genellikle gündüz bu salkım oluşmaz. Bu durumda giriş deliği genişletilmeli ve kovanların üzerine gölge yapacak tahta ya da yapraklı dallar konulmalıdır.Diğer arılar normal çalışmalarını sürdürürken bir koloni kovan önünde salkım yapmakta ısrar ediyor ise ve kovana çok az işçi arı girip çıkıyorsa bu durum arıların oğul çıkarmaya hazırlandıklarını gösterebilir. Kovan muayene edildiği zaman ana arı gözlerinin hemen hemen tamamlanmakta olduğu görülür. Bu safhada ana arı gözlerinin kesilmesi de oğul çıkmasını önleyemeyebilir. Kovan çalışma deliği de önceden genişletilmemiş ise oğul önleme yöntemleri uygulanmalıdır. Nektar akışının yüksek olduğu ve havaların çok sıcak ve boğucu olduğu zamanlarda en iyi kolonilerin yarısı akşama doğru kovan önünde salkım oluşturabilir. Bunda anormal bir durum yoktur. Akşama doğru tarlacı arıların hepsi kovana döndüğü için kovan arılara dar gelmektedir. Bu durumda bile arılar gerekli havalandırmayı sağlamak için bir kısmı dışarı çıkmıştır.

18 Aralık 2017 Pazartesi

Kovan Dışı Davranışlara Bakarak Kolonideki Olayları Belirleme


arıcılık ürünleri


  Arıların arıcılık malzemelerinden olan kovan dışı davranışlarından, kolonideki olayları belirlemek bir arıcı için çok önemlidir. Kovanın kapağını açmadan dış belirtilere bakarak özellikle de kovanın çalışma deliğini gözleyerek dış belirtilerden koloninin içinde bulunduğu durumu dışardan teşhis etmek arıcıya birçok kolaylık sağlamaktadır. Bal akışısın en yüksek düzeye ulaştığı günlerde, uzman arıcılar arılıklardaki hangi kovanların bakım istediğini ya da kısa zaman sonra bakım isteyeceğini, kovan dışı belirtilere bakarak hemen hemen doğruya yakın bir şekilde tahmin edebilirler. Bir koloniye dış belirtilerden nasıl tanı koyacaklarını bilen uzman arıcılar, açlıktan ölmesi muhtemel kolonilere veya kendisinin yokluğunda oğul çıkararak oğulları kaçabilecek kolonilere veya topladıkları yedek balı depo edecek yerleri olmadığı için boş yere zaman kaybeden kolonilere, ne işlem yapacaklarını daha bu tehlikeler ortaya çıkmadan ve kendisini göstermeden belirler ve gerekli olan önlemleri alırlar. Arılar, topladıkları balı depo edecek yer bulamazlar ise ana arının yumurta bırakmak için kullanacağı alanları bile bala doldururlar. Bunun bir sonucu olarak ana arı yumurta bırakacak yer bulmakta güçlük çeker.
Bütün belirtiler güçlü kolonilere zamanında kat ilavesini gerektirir. Bal akışının doruk noktaya ulaştığı dönemlerde her kovanı ve teker teker her peteği muayene etmek gereksiz bir durumdur ve mümkün de olmamaktadır. Bu sebep ile uzman arıcı dış belirtilere bakarak hemen müdahaleyi gerektiren kolonileri tespit eder ve durumu acil olmayan kolonilerin bakımını sonraya bırakır. 

16 Aralık 2017 Cumartesi

Arıların Tozlaşmadaki Rolü

arıcılık ürünleri
arıcılık malzemeleri 

   Minik canlı arılar genellikle arıcılık malzemelerinden olan kovanlardaki kolonilerin yakınlarından polen toplamaktadırlar.  Kovan ile polen arasındaki mesafe arttıkça toplayıcı arıların sayısı da azalır. Bundan dolayı kolonilerin meyve bahçesine yerleştirilme düzeni ve meyve ağaçlarının dikim düzeni, arıların bu mahsul üzerindeki dağılımını tayin eder. En ideali ise kolonileri bahçe içerisine teker teker dağıtmaktır ancak bu iş zordur. Dört ya da beşli gruplar halinde dağıtım yapılabilir. Büyük gruplar halinde dağıtım yapmaktan sakınılmalıdır.
Polen toplayan arılar, nektar toplayan arılardan daha iyi bir döllenme yaptıkları için polen toplayan arıların sayısı arttırılmalıdır. Toplanan polen, yetişmekte olan yavrunun beslenmesi için gerekli olup miktarı da kovandaki yavru miktarı ile ilişkilidir. Yabancı tozlaşan birçok bitkide çiçeklerin tozlaşmasında arıların etkili olduğu durumu 1793 yılında Spengel tarafından ortaya konulmuştur. Daha sonraları Darvin, yabancı döllenmenin yararlı olduğunu, meydana gelen fertlerin kötü şartlara daha dayanıklı ve verimlerinin de yüksek olduğunu saptamıştır. Fakat arılardan tozlayıcı yani polinatör olarak yararlanma ve bu konuların bilimsel bir biçimde ele alınması 2. Dünya Savaşı’ndan sonra gerçekleşmiştir.
Bitkilerin tozlaşmasında arıların etkinliklerini inceleyen Nye ve Mackenson, doksan bitki türünün arı polinasyonuna gerek duyduklarını ortaya çıkarmışlardır. Crane ise arıların polinatör böceklerin %90 ya da daha büyük bir bölümünü teşkil ettiklerini, bal arılarının bu bakımdan sağladıkları yararların ürettikleri bal ve mum değerinin yirmi katı kadar olduğunu belirtmektedir.  

15 Aralık 2017 Cuma

Larva Nakli İçin Bilgiler

arıcılık ürünleri

  Düzenli ve de programlı bir biçimde ana arı yetiştirecek olanların larva aşılama yöntemini kullanması önemlidir. Ayrıca larvaların alınacağı damızlık larvalık ise kolonilerde yapılacak ön hazırlıklar da öneme sahiptir. Arıcılar, arıcılık malzemelerinden olan çerçeveler üzerinde homojen larva elde etmek amacı ile kovan içinde ana arıyı belirlenen bir bölüme sıkıştırıp istenilen çerçevelere yumurta yaptırabilmektedir. Larvaların nakil durumunda ve ana arı gözlerine bırakılmasında zorluklar var ise:

·         Larvaların daha kolay bir şekilde alınması için gözler üstten biraz kısaltılabilir.
·         Petek gözlerinin tabanını iyice aydınlatacak fakat ısıtmayacak alın lambaları kullanılabilir.
·         Mercekli larva nakil kaşıkları kullanılabilir.
·         İyi ve ince larva kaşıkları seçilmelidir.
·         Larvaların arı sütü içinde yüzmesi için damızlık kovan bir gün önceden beslenmelidir.
·      Larvaların ana arı gözlerine kolay bir şekilde bırakılması için ana arı gözlerine arı sütü damlatılmalıdır. Bilhassa analı kovanlarda yapılan aşılama işleminde ana arı gözlerine mutlaka arı sütü konulması ihmal edilmemelidir.
·         Aşılama işlemi yapılan yerin sıcaklığı ortalama 26 dereceden çok yüksek ya da çok düşük olmamalıdır. Ayrıca havanın orantılı neminin de yüzde elli civarında olması gereken bir durumdur.
·         Çift (double kraft) aşılamada ise aşılanan larvalar 14- 24 saat sonra alınarak yerine daha genç larvalar konulur. Bu yöntem ile de çok iyi derecede sonuçlar alınmakta fakat fazla zaman kaybı meydana gelebilmektedir.

14 Aralık 2017 Perşembe

Arı Hatalıkları Ve Kovan Tipi İlişkisi

arıcılık malzemeleri

İnsanlık tarihi kadar eski bu meslek doğada bulunan bal arılarını kontrol altına almak istiyorlardı. Çeşitli yollar bu canlıların ve doğal ürünü kontrol altına alınması için denenmiştir. Yönetim için gerekli olan şey sadece barınak değildi. Sürekli arayış içinde olunan şey farklı arıcılık malzemeleri idi. Bal arılarının yaşamını devam ettirebilmesi için çok uzun süre pek fazla basit arıcılık malzemeleri kullanılmıştır. Zaman geçtikçe bu malzemeler komplike hale gelmiştir. Bunun sebebi de her şey gibi arıcılık mesleğinin de gelişim içerisinde olduğudur. Basit yapıdaki kovanlar ilkel kovanlar ismi ile anılmaktadır.
İlkel Kovanlar;
  • Sepet Kovanlar,
  • Yontulmuş Taş Kovanlar,
  • Toprak Kovanlar,
  • Kütük Kovanlar,
4 tane başlıkta toplanmaktadır. İlkel kovanlar da arı hastalıkları ile mücadele etmek oldukça zordur. Yavru bulunan peteklere ulaşılamadığı için hastalık bulunduğunu önceden anlamak imkânsız hale gelmiştir. Kovan içerisinde erken teşhisi mümkün olmayan hastalıklar ancak kovan dışına çıkınca birkaç belirtiden anlaşılabilmektedir. Eski tip kovanlara ilaç tedavisi yapmak hiç ekonomik ve pratik değildir. Salgın bir hastalık görüldüğünde d müdahale çok sınırlı kalacaktır. Kış mevsiminde soğuktan dolayı kovanlar başka yerlere taşınmakta ii bu soğuk hava da rutubete ve havasızlığa sebep olmaktadır. Bu sebeplerden dolayı da 1851 yılında Amerika’da bir arıcı tarafından tahta kovanlar geliştirilmeye başlanmıştır. Modern kovana geçişler de başlamıştır. Modern kovanlar yapılmış olduğu malzemeye göre değişiklik göstermektedir.

13 Aralık 2017 Çarşamba

Petekler Arasındaki Aralıklar

arıcılık malzemeleri

 Kabartılmış olan arıcılık malzemelerinden çerçeveler arasında bulunan aralıklar ballı ve yavrulu kısımlarda farklılık göstermektedir. Bal dolu olan sırlı petekler arası, bir arının tek yönde geçebileceği kadar yani dört ya da altı mm’dir. Yavrulu bölümlerde ise iki petek arasında bulunan uzaklık, iki arının sırt sırta rahat bir şekilde çalışabileceği 8-10 mm kadardır. Bundan yola çıkarak yavrular kolay bir şekilde beslenir ve ısıtılır. Soğuk havanın girmesi de önlenmiş olur. Kolonide (kuluçka ısısı) yavrulu bölgelerde sıcaklık (34-35 derece) ortalama 34,5 derecedir. Bir çerçeve ve iki petek inceldiğinde bal, polen ve yavru tertipleri hakkında bilgilerden az çok bahsedildi ve bir kovan içerisindeki durum ise şu şekildedir; Kovanlardan kesit alınarak bakıldığı zaman ayrı ayrı peteklerde bal, polen ile açık ve kapalı yavruların oluşumu görülmektedir. Yavrunun yoğun olduğu orta bölümlerde kapalı yavru daha çok kenarlara doğru aynı petek ve ayrı petekler üzerinde açık yavru ve polen ve bal sıralaması gözlenir. Bunun yanı sıra arıların yavruların bulunduğu gözler üzerinde yoğunlaştığı için petekler arasındaki yollar kapanmaktadır. Arıların oluşturduğu küme, kovan içinde bir küre şeklini almaktadır. Bu sistemle arılar, kovanın küre içi sıcaklığını 34i5 derecede tutup koloniyi ve yavruları ilkbahar donlarından ve değişken havalarından korur. Sonbaharda başlayan kış küresi yani salkımı, ilkbaharda genişlemeye başlar ve yazın sıcak günlerine ve kovana bal depolamaya başlayıncaya dek devam eder. 

12 Aralık 2017 Salı

Sonbahar Teşviki

arıcılık ürünleri

 Arıcılık mesleğinde arılara sonbahar teşvik beslemesi yapılmaktadır. Normalin altındaki arıcılık malzemelerinden olan kovanlardaki koloniler şayet polen bulunursa eylül ortalarında çok kuvvetlenebilirler. Şeker, arı mevcudunu arttırır ve yarım kilo eylül arısı, 2,5 kilo temmuz arısına eşdeğerdir. Çekirdek kolonilerden meydana gelen kolonilerde ve mevsim sonunda geç çıkan oğullarda olduğu gibi, ana arı geç çiftleşmiş ise sonbahar teşviki yerinde olabilmektedir.Küçük koloniler büyük kolonilere nazaran daha uzun bir süre yavru yetiştirmeye meyilli durumdadırlar. Fakat mevsim sonunda, yeni çiftleşmiş analar bile yumurtlamaya isteksizdirler. Hem küçük hem de büyük koloniler ilkbaharda aynı miktarda yavruya sahip olmaktadırlar. Sonbaharda yavrulu çerçeveleri eşitleme arı kaybeden kolonilerde ilkbaharda bakıcı arıların azalmasına sebep olabilir. Yavru yetiştirmeye teşvik için de kendilerinden arı alınan koloniler beslenmelidir. Bire birlik şurupla sonbahar beslemesi yapılan koloniler ertesi yılın mayıs ayında daha çok yavrulu kuvvetli koloniler haline gelirler. Nektar akışının temmuzda bitmesi durumu ya da ağustos ayında devam etmesi çok azda olsa bir fark ortaya çıkarmıştır. Teşvik beslemesi sonunda 750arıdan ancak 13 arı ertesi yıl ilkbaharın ana bal akışı mevsimine kadar yaşayabilmiştir.Bal fiyatlarının fazla olduğu yerlerde, kuluçkalığın üzerindeki balın tamamı alınır ve yerine şeker verilir. Verilen bu şeker şurubundan arı kış yiyeceğini depo eder. İlkbaharda bal akışının geç başlaması, koloninin vereceği mahsulü azaltabilir ve bu durumda bal yerine şekerli besleme ekonomik olmayabilir. 

11 Aralık 2017 Pazartesi

Çömlekçi Yaban Arısı ve Toprak Çiçek Arısı

arıcılık malzemeleri


 Arı türlerinden olan yaban arılarının birçok türü bulunmaktadır. Arıcılık malzemelerinden olan kovanlarda yaşam süren bal arılarından farkları bulunmaktadır.  Örneğin çömlekçi yaban arı sıragiller (eumenidae) hakkında bilgi verelim. Bunlar Vespoidea üst familyasındandır. Tek başlarına yaşam sürerler ve çeşitli böceklere saldırırlar. Yuvalarını ise farklı tekniklerle kurarlar. Örneğin Odyunerus ve Alastor cinslerine bağlı türler yuvalarını taş ve ağaç yarıklarına, toprak içine ya da başka böcek yuvalarından boşalan bitki sapları arasına kurarlar. Bu yuvalarının içinde felce uğramış tutsak böcekler bulunur. Meyve ağaçlarına zarar veren böceklerin sayısını azalttıkları için yararlı olarak kabul edilirler.Eumenes pomiformislerin yuvaları kubbemsi şekilde 12-14 mm çapında olup üst kısımda bir delik bulunur. Avını yakaladığı zaman sokarak felce uğratır ve böceği bu delikten yuvanın içine atarlar. Daha sonra delik toprak ile kapatırlar. Eumenes unguiculatuslar ise iri kırmızı ve sarı bir yaban arısıdır. Zar kanatlı, kelebek ve kın kanatlı türlerin larvaları ile beslenirler. Avlarını yuvalarına taşırlar ve bunlarla yavrularını beslerler.Toprak çiçek arısı (bombus terrstris) türü ise kadife tüylü arılar olarak bilinen türdür. Toprak altında yuva yapan bu türler çiçeklerden polen toplarken polinasyona yardımcı olurlar. Diğer türler gibi (örneğin eşek arısı Vespa Crabro L. gibi) bal arılarına zararları ise pek fazla bulunmamaktadır. Kimi zaman Bektaşi üzümlerinde çok rastlanmakta ve zarar yatıkları bilinmektedir.  


9 Aralık 2017 Cumartesi

Arıların Beslenmesinde Genel İlkeler

arıcılık ürünleri

 Arılarda takviye beslenmesi ve tehlikeli durumlarda olarak zorunlu beslenme durumu olmaktadır. Burada önemli nokta, deneyimsiz olan arıcıların beslenmede yağmacılığı başlatabileceğidir. Arıların beslenmesinde birtakım genel ilkeler bulunmaktadır. Beslenmiş olan arıcılık malzemelerinden olan kovanlarda yaşam süren koloniler ve beslenmemiş komşu kolonilerin yapacağı yağmacılığa karşı tedbir alınmalıdır. Bunlar:
  • Beslenme, beslenen koloninin koruma davranışını değiştirir ve yağmacı arılar hiçbir direniş ile karşılaşmadan kovana girebilirler.
  • Şurupluklar, kovana dışardan gelen arıların ulaşamayacakları biçimde olmalıdır.
  • Gündüz, kolonilere az miktarda şurup verilir ise hemen bitirirler ve daha fazla şurup bulmak için önlerine gelen her şeye, zayıf olan kolonilere ve çekirdek kovanlara saldırırlar.
  • Şurubu yavaş akıtarak az miktarda şurubun 24 saat kadar gitmesini sağlayan bir şurupluk problemi önleyebilir.
  • Akşam karanlığında çok şurup verebilen bir şurupluk ile besleme yapılırsa bilhassa tropikal ve sıcak bölgelerde arılar şurubu kısa bir sürede tüketirler.
  • Sıcak şurubun kokusu arıları oldukça cezbetmektedir.
 Beslenme, yılın hangi ayında yapılırsa yapılsın şurupluk arı salkımına ne kadar yakın olursa o kadar iyi olmaktadır. Soğuk havalarda arılar salkımı bozmadan şuruba ulaşabilmelidir. Genç bakıcı arılar, ilave polen beslenmesi için buldukları yavruluğu terk etmezler. İstenilen miktarı tek bir beslemeyle vermek belki de en iyi yol olabilmektedir. Ekseriya zayıf koloniler beslendiğinden, yavruların üşümesine dikkat edilmelidir. Yavruluktan sıcak havanın kaçmasına ve yağmacıların kovana girmesine imkân veren delikler bırakılmamalıdır. 

8 Aralık 2017 Cuma

Bal Arısı Irkı

arıcılık ürünleri

   Bal arısı, kutuplar haricinde dünyanın her yerine yayılış gösteren bir canlı olup arıcılık mesleğinde gerekli bakımlara ihtiyaç duyan ve çeşitli arıcılık malzemeleri ile koloni hayatında düzenlemeleri olan bir canlıdır.  Arılar, insanlardan daha yaşlıdır ve bugünkü formu insan müdahalesi olmadan gelişmiştir. Bu durum bal arısıyla diğer evcil hayvanlar arasındaki en belirgin ve temek farklılıktır. Diğer evcil olan hayvanlar insanların müdahaleleriyle geniş çapta değişikliğe uğratılmışlardır.Bal arısının çevre koşullarına uyum sağlama yeteneği, şaşırtıcı bir düzeyde gelişmiştir. Bunun için her türlü iklim koşullarında bal arılarına rastlamak mümkün bir durumdur. Yayılma alanı ekvatordan kutuplara kadar uzamaktadır. Bal arıları yaratılışlarından bu yana doğal seleksiyonun etkisinde kalmışlardır. İlk zamanlarda arıların yayılma alanı üzerine insanların etkisi sınırlı kalmıştır. Farklı bölgelerde, iklim, bitki ve çiçek durumu ve düşmanlar vasıtası ile meydana gelen seleksiyonun etkisi altında, diğer yabani bitki ve hayvanlarda olduğu gibi düzenli tipler gelişmiştir. Bu tipler ise genellikle doğal veya coğrafik ırklar ve subsipesisler olarak bilinmektedir. Bunun için ırk diğer hayvanların ıslahında olduğu gibi aynı manaya gelmemektedir. Irk, köpeklerin, sığırların veya kanatlıların yetiştirilmesinde, planlanmış uzun bir ıslah işleminin sonucudur.Coğrafik arı ırkları, kendi yetiştikleri yerdeki doğal seleksiyonun bir sonucudur. Bunlar bulundukları doğal çevre şartlarına uyum sağlamışlardır. Arıcıların ekonomik ihtiyaçlarına her zaman doyurucu bir cevap veremezler. Bunun için coğrafik arı ırkları bir sonuç olmayıp ancak ıslah için ham materyal oluştururlar. 

7 Aralık 2017 Perşembe

Arıların Beslenmesinin Önemi

arıcılık ürünleri

  Arılarda ilkbahar beslenmesi arıcı için önemli bir konudur. Şurup ile yapılan ilkbahar beslenmesi, ananın yumurtlaması için ilk uyarıyı yapar. Arıcılık malzemelerinden kovanlardaki kolonilerde larvaları besleyecek bol miktarda genç besleyici işçi arı olmadığı zaman koloni, fazla miktarda larva besleyip geliştiremez. Yapılan besleme ile hem koloninin her iş kolunda çalışa işçi arı kadroları geliştirilir hem de koloninin dengeli bir kadroyla bal akımı mevsimine girmesi sağlanır. Dengeli bir kadro, koloni içerisinde değişik fizyolojik yaş gruplarında görev yapan işçi arı kadrolarının en iyi bir şekilde gelişmiş olmasına ve sürekliliğine bağlıdır. Bu da koloninin yüksek düzeyde yavru yetiştirmesi ile mümkündür. Yavru yetiştirmede uygun çevre koşulları, yüksek verimli bir ana arının varlığına, tabiatta ve kovanda yeterli ve kaliteli bal ve çiçek tozunun bulunmasına bağlıdır. Bal özü akımı yani nektar akımı mevsimine girerken, kolonide genç işçi arı kadrolarının güçlü olmasının bal verimi açısından önemi yoktur. Çünkü bu yaştaki işçi arılar henüz kovan içi görevlerini tamamlayıp kırlarda çalışma yeteneği kazanamamıştır. Burada bal üretimi açısından önemli olan nokta,21 günlük yani kovan içi görevlerini tamamlamış nektar ve çiçek tozu toplama ve taşıma yeteneği kazanmış işçi arı kadrolarının güçlü olması ve bu güçlülüğün bal özü akımı süresince aynı düzeyde devam ettirilmesidir.  Bal akımı boyunca kadroların aynı kuvvette devam ettirilmesi durumu ise beslemeye, bal özü akımı başlangıcından en az 5-6 hafta önce başlamak ile mümkündür. 

6 Aralık 2017 Çarşamba

Yaban Arıları

arıcılık ürünleri

 Arıcılık mesleğinde arıların arıcılık malzemelerinden olan kovanlardaki yaşayışları, beslenmesi, geçirebilecekleri rahatsızlıklar ve daha birçok konu önemli yere sahiptir. Arılar hakkında edinilebilecek her türlü bilgi arıcı için artı kazandıracaktır. Örneğin bir bilgiyi biz paylaşarak yaban arıları hakkında genel bir kanı verelim. Yaban arıları yani vespidae, oldukça geniş bir familyadır.  Bu familyanın yedi alt familyası bulunmaktadır. Bunlardan Vespinae, Polistinae ve Polybiinae alt familyalarına bağlı türler sosyal, diğerleri bireysel, teksel yaşayışlı böceklerdir. Toplu yaşayan gruplarda işçi arıların hepsi kanatlıdır.
   Sosyal yaşayışlı böcekler, ağaç dallarından kemirilmiş selülozlu maddeleri ya da ağaç kurdu yeniği olan talaşı çiğnemek sureti ile kâğıt gibi ince tabakalar haline getirirler ve de bunları yuva malzemesi olarak kullanırlar. Polistes cinsinde yuva, ağırlık merkezine yakın bir noktadan ince ve kısa bir sap ile saçak altlarına, ağaç kovuklarına veya pencerelerin çevresine tutturulmuştur. Vespa cinsine bağlı olan türlerde ise yuvalar bina çatılarında, ağaçlar üzerinde bazen de toprak altındaki galerilerde ya da üzeri otlar ile kaplı ufak oyuklarda yapılmıştır.

  Bir yaban arısı kolonisinde, kurucu ve yumurtlayıcı bir ana arı, kısır dişilerden oluşan işçi arılar ve yılın belli dönemlerinde rastlanan erkek arılar bulunur. Ana arı sonbaharda erkeklerle çiftleşir. Topluluğun yaşayışı mevsimlik olduğundan dolayı sonbaharda işçi ve erkek arılar ölürler. Kışı sadece ana arı ergin olarak taş ve yosunların altında geçirir ve ertesi yılın ilkbaharında yeni koloniyi meydana getirir.

5 Aralık 2017 Salı

Kireç Hastalığı Hakkında Bilgiler

arıcılık ürünleri

   Arıyı ve arıcıyı tehdit edebilecek, arıcılık malzemelerinden olan kovanlarda ölümlere sebep olabilecek çeşitli hastalıklar bulunmaktadır. Bu hastalıklardan birisi de kireç hastalığıdır.  Bu hastalıkta larvalar çoğunlukla kapalı yavru gözlerinde uzamış larva durumunda ya da ön pupa döneminde ölürler. Hastalık çok şiddetli ise açık yavru gözlerinde, pelte kıvamında beyaz renkli ölmüş larvalara da rastlanmaktadır. Genellikle kıvrılmış halde duran genç larvalarda ölüm oldukça seyrek durumdadır.
  Larva derisinden dışarı yayılan misel örtüsü, derinin yüzeyinde beyaz tüy gibi bir tabaka meydana getirmektedir. Mat beyaz ya da sarımtırak açık yeşil renkte ve süngerimsi yapıdaki larva sonuçta sertleşir ve mumya görünüşünü alır. Eğer bir larva yalızca bir tek cinsiyete ait miseller ile kaplanmış ise mumyalar beyaz renkli olurlar. Hastalığı en çok karakterize eden mumyalaşmış larvalar beyaz renkli olduğu için buna kireç hastalığı ismi verilmektedir. Mantar miselleri diğer gelişme dönemlerinde ise mumyalaşmış larvalarda siyah noktalar ya da koyu gri renkler daha yaygındır. Kimi ender durumlarda ise tüm larvalar tamamen siyah da olabilir.

   Kireç hastalığı genellikle yavrulu çerçevelerin dış kenarlarında bulunmaktadır. Bu yüzden önceki yıllarda erkek larvaların hastalığa daha hassas olduklarına inanılmaktaydı. Daha sonra ise kolonideki ergin arı popülasyonunun soğuk sebebi ile kış salkımına geçmesi yüzünden çerçeve kenarındaki yavruların ideal yavru ısısını alamadıklarına inanılmış ve bu görüş ise doğrulanmıştır.

4 Aralık 2017 Pazartesi

Yakı Böceğinin Biyolojisi

arıcılık ürünleri

  Arıcılık malzemelerinden olan kovanlarda, çeşitli zararlı parazitlere rastlanılmaktadır. Bunlardan birisi de yakı böceğidir (meloe variegatus donov.). Orta Anadolu bölgesindeki ergin cinsleri nisan ayı başlarında çeşitli bitkiler üzerinde beslenmektedirler. Dişiler çiftleştikten sonra mayıs ayının ilk haftasında toprağın 5-6 cm kadar derinliğine inerler ve buraya 4000’den fazla yumurta bırakırlar. Yumurtalar mayıs ayısının sonlarında açılır ve birinci dönem larvalar topraktan çıkarlar.
  Ege ve Akdeniz bölgelerinde birinci dönem larvaların topraktan çıkışları yaklaşık 20-30 gün daha erken olmaktadır. Birinci dönemdeki larvalara triungulin adı verilmektedir. Bunlar çok aktiflerdir. Hemen çiçekler üzerine özellikle compositae (bileşikgiller) familyasına ait bitkilerin çiçekleri üzerine tırmanırlar. Burada, çiçeklere gelen arıların bacaklarına veya sırtlarındaki kıllara tutunarak kovana girerler. Larvalar, çiçeğe konan böceğin bal arısı olup olmadığına pek önem vermezler. Diğer böceklerin de asalağı olarak yaşamlarını sürdürebilirler.

  Kovana ulaşan birinci dönem larvalar, arıların kan sıvısı ile beslenirler ve ikinci döneme girerler. Bu dönemdeki larvaların bacakları daha kısadır. Bunlar kovanda bal, polen, arı yumurtası ve arı larvası ile beslenirler. 3. Ve 5. Dönemde larvaların bacakları iyice kısalır ve adeta manas larva tipini alırlar. Altıncı larva döneminde ise anten ve bacaklar kaybolur. Bu yüzden yalanı pupa görünümündedirler.  Bu dönemde kışı geçirirler ve erken ilkbaharda yedinci larva dönemine girerler. Daha sonra gerçek pupa dönemi geçirip ergin olurlar.

2 Aralık 2017 Cumartesi

Ana Arı Gereksinimi

arıcılık ürünleri

   Ana arılar yaşlandıkça spermathecadaki spermaların sayıları da azalmaktadır ve döllenmemiş yumurta bırakma oranları artmaktadır. Yani ana arı yaşlandıkça işçi arı popülasyonunun arıtış hızı düşmektedir ve erkek arı popülasyonu artmaya başlar.Arıcılık malzemelerinden olan kovanlardaki kolonilerdeki tüm işleri yürüten işçi arılardır. İşçi arı popülasyonu azaldıkça koloni zayıflar ve verim düşer. İşçi arısı fazla olan kolonilerin bal ve balmumu üretimi daha fazladır. Kışa kuvvetli bir popülasyon ile giren kolonilerde yeterli ısı kolayca sağlanacağı için hem bal tüketimi azalır hem de arıların soğuktan ölmeleri önlenmiş olur. Sadece genç, çalışkan ve kaliteli ana arılar kuvvetli popülasyon oluşturabilirler.

    Bal üretiminin yanı sıra kolonilerin diğer özelliklerinin gelişme hızı, hırçınlık, hastalıklara karşı dayanıklılık, petek örme yeteneği, polen toplama yeteneği, oğul verme eğilimi ve benzeri gibi özellikler de ana arının yaşı ve kalitesi ile yakından ilgilidir. Başarılı ve karlı bir arıcılık için kolonilerdeki ana arıların mümkünse her yıl, değilse de her iki yılda bir değiştirilmesi gerekmektedir. Yaklaşık 2,6 milyon koloninin bulunduğu ülkemizde ana arıların her iki yılda bir değiştirilmesi gereği göz önünde tutulursa, her yıl ortalama 1-1,5 milyon ana arıya gereksinim vardır. Devletin ana arı yetiştiriciliğini teşvik etmesi, ana arı yetiştiriciliği yapan özel kuruluş ve arıcılara denetimli kredi, girdi ve eğitim olanakları sağlaması, ana arı ihtiyacının karşılanmasına, ülke arıcılığının gelişmesine ve bal üretiminin artmasına büyük katkılar sağlayacaktır.

30 Kasım 2017 Perşembe

Arılarda Uyku Dönemi

arıcılık malzemeleri

 Arılar, soğuk hava koşullarında arıcılık malzemelerinden olan kovanlarda ısı üretimlerini kanat titreşimleri, abdomen sallama ve bacak hareketleri ile sağlamaktadırlar. Üretilen ısı kovan içinde belirli bir düzende dağılmıştır. Isı üretimi sırasında arılar, sonbaharda vücutlarında biriktirdikleri yağ dokularını sarf eder ve depodan yiyecek sağlayarak kışı aktif halde geçirirler. Bu sebepten dolayı kış süresince kovanda büyük bir depo yiyecek maddesi tüketimi olur. Salkım içi ve dışındaki ısı yeterli düzeye erişince kovanda hareket durur.
  Dış ısının eksi dört derece olduğu dönemde kış salkımı merkezinde ısı otuz derece ve salkım çevresinde on iki derece, kenarda iki derecedir. Salkım merkezindeki ısı, dış ısıya göre ayarlanır. Dış ısı düştüğü zaman salkımın kenarında asılı duran arılar, üşüyerek salkımın içine girmek üzere harekete geçer ve içindeki arıları sıkıştırır. Bundan rahatsız olan salkım içindekiler hareketlenerek periyodik ısınma hareketine başlar. Böylece tembihli ısıtma hareketi sonunda salkımın ısısı tekrar optimum düzeye çıkar. Kenarda bulunan arılar yine kenarda kalarak yaşamlarını sürdürürler.

  Çok soğuk havalarda salkımın merkezindeki ısı otuz derece ve otuz beş dereceye kadar yükselmektedir. Kaide olarak kış salkımında azami veya asgari ısı, optimum ısının dokuz derece altında ya da üzerine çıkmaması gerekir. Aksi halde aktif haldeki yaşam faaliyeti durur ve arıların oluşturduğu salkım çözülür. Daha sonra bu durumdan dolayı arılar üşüyerek zemine dökülür.

29 Kasım 2017 Çarşamba

Tropilaelaps Clareae

arıcılık ürünleri

   Millitiphis Alvearius ilk kes 1986 yılında görülmüş ve Britanya, Yeni Zelanda ve Avrupa kıtasında arıcılık malzemelerinden olan kovanlarında kaydedilmiştir. İlk görüldüğü zamanlarda zararı tam olarak bilinmemekteydi. Örneğin V. Jacobsoni hastalığı ilk kez 1904 yılında bulunmasına rağmen ancak 1970’li yıllardan sonra önemli zararlara sebebiyet verdiği anlaşılmıştı. Millitiphis Alvearius çeşitli morfolojik karakterlerine göre özelleşmiş bir parazit olmayıp arthropod yumurtalarınıyiyerek beslenen türlere benzetilmektedir.

   Bal arısı zararlılarından tropilaelaps clareae ise1961 yılında A. Mellifera paraziti olarak kaydedilmiş ve V. Jacobsoni’nin yayılımı ile önemi göz ardı edilmiştir. T. Clareae’nın yayılımı Filipinler ve Güney doğu Asya bölgesinde sınırlı görülmüştür. Parazitliği V. Jacobsoniye benzerdir. İçinde larva bulunduran açık yavru hücrelerine bir ya da daha fazla dişi girer ve yumurta larva vücudu üzerine bırakılır. Tayland’da yapılan araştırmalara göre 14 ergin dişi, 10 nimf tek bir hücre içinde gözlenmiştir. Parazitli larva genellikle ergin döneme dek gelişemez ya da deforme olur, küçük kanat gibi morfolojik değişikliklere uğrar. A. Mellifera kolonilerinde ağır hastalıklı larva ve pupaların arıcılık malzemelerinden olan kovanların girişine çıkarıldığı görülmüştür. Bu şekilde kolonilerin hastalıktan korunduğu anlaşılmaktadır. Yapılan bazı çalışmalara göre, işçi gözlerin %10-90, oysa erkek gözlerin %80-90 oranlarında parazitlendiği görülmüştür. T. Clareae ve V. Jacobsoni’nin koloniye birlikte saldırdıklarına da rastlanılmıştır. Tek bir göz içinde her iki parazit var ise, T. Clareae üstün gelerek yaşamını tamamlayabilmiştir.

28 Kasım 2017 Salı

Büyük Mum Güvesi ve Basillerin Önemi

arıcılık malzemeleri

   Büyük mum güvesi, bal arısının arıcılık malzemelerinden olan kovanlarına gece girmekte ve yumurtalarını peteklerin kenarına bıraktıktan sonra kovanı terk etmektedir. Yumurtalardan çıkan larvalar kovanların kapak altlarında ya da çatlaklarda koloni oluştururlar ve beslenme amacı ile zayıf kolonilere saldırırlar. Güçsüz koloniler tarafından korunamayan arı kolonileri dağılmaktadır. Bu durum özellikle ülkemizde Marmara, Ege ve Karadeniz bölgesinin düşük rakımlı yerlerinde önemli derecede bal kaybına sebebiyet vermektedir.
     Entomopatojenik özelliğe sahip basiller, diğer mikroorganizmalar arasında, bakteriyel insektisit olarak kullanım yönünden büyük potansiyele sahiptir. Esasen yüzden fazla bakteri türü böcek patojeni olarak tanımlanmıştır. Fakat bunlardan bacillus thuringiensis geniş kullanım alanı bulmuştur. Lepidopterlerin 150 türüne toksik etki yapan bacillus thrungiensis, gram ve katalaz pozitif, aerobik, endospor oluşturan mezofilik özellikte bir bakteridir. Bacillus thuringiensisin 24 varyetesi (serotip) bulunmakta ve bu varyetelerin patojeniteleri ürettikleri toksinlere göre değişmektedir. Fakat bacillus thuringiensis toksinlerinin insanlara, diğer omurgalılara ve bitkilere hiç zarar vermemesi, kullanımında tercih nedeni olmaktadır.
   Lepidopter larvalarına etkili bacillus thuringiensis kristal toksini, bu böcekler tarafından tüketildikten sonra midenin kuvvetli bazik pH koşullarında (pH minimum8,9) çözülmekte ve aktive olmaktadır. Toksinin böcek tarafından sindirilmesinden bir saat sonra mide paralizi ortaya çıkmakta, bunu metabolik yıkım ve mide epitelinde dejenerasyon izlemektedir. Paraliz, kan pH’sının hızlayükselmesi ile paraleldir. Temel olarak böceklerde toksik etkiyi oluşturan kristal protein, Lepidopter’ler için 10,2-10,5 arasında değişen alkali mide pH’larında, sindirim sistemi enzimleri tarafından hidrolize edilmektedir.

27 Kasım 2017 Pazartesi

Arı Kuşunun Davranışı ve Yuvası

arıcılık malzemeleri

      Arıcılık malzemelerinden olan kovanların bulunduğu toplulukları tehlikeye atan bir kuş türü vardır ve bu kuşun arı da arı kuşudur. Arı kuşu sürüleri geniş üreme alanlarına sahiptir ve göçmen bir kuştur. Ergin olanları genellikle step ikliminin hâkim olduğu seyrek ağaçlı açık arazileri ve orman alanlarının ağaçsız seyrek çalılar ile kaplı iç kısımlarını tercih ederler. Telgraf tellerinin üzerinde ise sık sık tünerler. Kırlangıca benzeyen zarif, hızlı uçuş yaparlar ve keskin dönüşler ile arılara havada saldırarak onları yakalarlar.
    Arı kuşu arılara saldırdığında arıların iğnesi, uzun gagalı bir kuş olması sebebi ile etkisiz kalmaktadır. Zaten gaga ucundaki arı da yakalandığı anda ezilerek öldürülmektedir. Bu hayvanlar genellikle arı ve diğer böceklerin peşinde havada uçmakla zamanlarını geçirmektedirler ve havada iken kendi türlerinden uzak olmamak için ise yumuşak sesler çıkartıp toplu halde avlanırlar.

    Arı kuşu toplulukları üreyecekleri zaman kendilerine ulaşılması zor olan dik bir bayır seçerler. Her çift burada, içine yuvasını yapmak üzere paralel bir galeri açar. Yuvalar genellikle nehir kenarlarındaki sarp ve kumsal yamaçlarda toplu haldedir. Aynı yamaçlarda bin kadar kuş toplanabilmektedir. Yuva girişi beş veya altı santim çağında yuvarlak bir deliktir. Bu deliğe bağlı olan galerinin arka ucunda 20-25 santim uzunluğunda, 10-15 santim genişliğinde ve 8-10 santim yüksekliğinde bir odacık bulunmaktadır. İşte yavruların geliştiği asıl yuva, bu basıl ve karanlık bölümdür. Yağmur sularının galeriden sızarak yuvayı doldurmaması için kuluçka odacığı, giriş deliğinden biraz yukarda yapılmıştır.

25 Kasım 2017 Cumartesi

Varroa’ya Karşı Kullanılabilecek Yöntemler

arıcılıkürünleri

   Arıcılıkta arıyı tehdit eden çeşitli hastalıklar vardır ve kirli arıcılık malzemeleri, iyi gözlemlememe, özensiz bakım gibi sebepler bunları doğurabilmektedir. Dünya arıcılığının geleceğini tehdit eden arı akarı (varroa jacobsoni oudemans), Kuzey Amerika ve Avustralya kıtası dışındaki dört kıtaya 15-16 yıl gibi çok kısa sürede yayılmış ve milyonlarca koloniyi söndürmüştür. Dünyanın birçok ülkesinde bu parazit akarın zararını önleyebilmek için farklı mücadele metotları uygulanmış ve yüzden fazla kimyasal maddenin etkisi araştırılmıştır. Arılar üzerinde olumsuz bir etkisi bulunmayan, balda ilaç artığı bırakmayan ve varroayı baskı altında tutabilecek yeni ilaçların saptanması çalışmaları devam etmektedir.
   Arıcılık malzemelerinden olan kovanlardaki ergin arıların üzerinde ya da kapalı yavru gözlerinin içinde bulunan parazit akarın tamamen yok edilmesi, eskiden mümkün değildi fakat şu an mümkündür. 1985 yıllarında varroaya karşı ilaç denemeleri bulunmaktaydı. Kovanda bal olmadığı erken ilkbahar ve geç sonbahar mevsiminde yapılmalı, ilaç uygulaması tarlacı arıların akşamüstü kovana dönüşleri tamamladıktan sonra gerçekleştiriliyordu. Kovanların bulaşıklılık oranları ve kullanılacak ilaç sayısı dikkate alınıp yeterli sayıda, bulaşıklılık oranları birbirine yakın bloklar oluşturuluyordu. Blok sayısının dörtten az olmamasına özen gösterilmesi gerekli kılınıp kovanlardaki akar bulaşıklılık oranlarının da yüzde beşten yüksek olmasına dikkat ediliyordu.

   İlaç uygulamalarında, 1985 yıllarında kimyasal mücadele akarisid ya da akar öldürücü etkisi olan insektisitler kullanılıyordu. Bunlar fumigant şerit, sıvı, toz veya yakılan tabletler şeklinde olabilmekteydi. Günümüzde ise flumetrin emdirilmiş şeritler bulunmakta, duman yöntemi ile varroa ile mücadele edile bilinmektedir.

24 Kasım 2017 Cuma

Sonbahar Bakımında Koloni Kontrolleri ve Ana Arıların Yenilenmesi

arıcılık malzemeleri

   Arıcılıkta, sonbahar mevsiminde yapılan sonbahar bakımı, bal hasat mevsiminin sona ermesiyle başlamaktadır. Hasattan sonra arıcıya düşün görevleri kolonileri en iyi şekilde korumak, arıcılık malzemelerini temiz kullanmak ve gelecek yıl için gereken hazırlıklara başlamaktır. Koloni kontrollerinde, koloninin, yavru durumu, ana arısı, arı mevcudu, bal miktarı ve hastalıklar bakımından sağlıklı olup olmadığı saptanmalıdır. Sonuçlar koloni kartlarına not edilip kısa sürede eksiklikler de giderilmelidir.
  Arıların yenilenmesi durumunda, anasız olan koloniye ya da ana arısı yaşlı ve verimsiz koloniye genç, çiftleşmiş ve verimli ana arı verilir. Eğer ana arı vermek mümkün değil ise analı zayıf kovanlar ile anasız kovanlar birleştirilir. Birleştirmede analı kovan sabit tutularak anasız kovanın arıları analı kovan içine alınır. İki koloni arasına geçişi engellemek için elek teli konulur. Arılar şurup ya da kek ile beslenir ve u işlem akşam üzeri yapılmalıdır. Koloniler birbirlerine iyice alıştıktan sonra ise aradaki elek teli kaldırılır. Bal hasadı sonunda kuluçkalığa sığmayan koloniler hazır bir ana arı ile bölünerek suni oğul üretilir. Seyyar arıcılıkta ana arı tüm yıl yumurtladığı için çok yıpranmaktadır. Bu durum ana arının bir veya en geç iki yılda bir değiştirilmesini gerektirir.
   Sonbahar döneminde arıcılık malzemelerinden olan kovanların ana arılarını değiştiren seyyar arıcıların önemli ölçüde verim artışı sağladıklarını her zaman gözlemlemek ise mümkün bir durumdur.